HIDE

GAZETE DEMOKRAT / EKONOMİ

GRID_STYLE

SON HAVADİS

SHOW_BLOG

Tetiği çeken Komiser Mehmet!

Bugün Taylan Özgür’ün 45. Ölüm yıl dönümü… 1948 doğumlu Mustafa Taylan Özgür, ODTÜ'de öğrencilik hayatını sürdürdüğü sırada Türkiy...


Bugün Taylan Özgür’ün 45. Ölüm yıl dönümü… 1948 doğumlu Mustafa Taylan Özgür, ODTÜ'de öğrencilik hayatını sürdürdüğü sırada Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu'na kurucu olarak katılmıştı. 1968 öğrenci hareketi liderleri arasında olan Taylan Özgür, İstanbul Üniversitesi'nde katıldığı Öğrenci Birliği Kongresi sırasında polisin gerçekleştirdiği baskında hayatını kaybetmişti. Beyazıt Meydanı'nda gerçekleşen bu faili meçhul cinayetle hayatını kaybeden Taylan Özgür'ün öldürülmesinden kimin sorumlu olduğu hala tespit edilemedi.
Her yıl Cumhuriyet gazetesine oğlunun ölüm yıl dönümünde ilan veren Necla Özgür, Taylan Özgür’ün 45. ölüm yıl dönümü için de ilan verdi. Anne Necla Özgür, şunları ifade etti:  
“İnsanı, ülkeni, güzeli sevdiğin için; doğrudan, haktan, haklıdan yana başkaldıran bir yüreğe sahip olduğun için; kokuşmuş düzeni sarsacak bir başkaldırının gençlik içinde filizlenip örgütlenen ülkeye yayılmasından korktukları için Taylan Özgür, bundan tam 45 yıl önce ilk tetiği Beyazıt Meydanı’nda sana çektiler, seni sırtından kurşunladır. 45 yıl içinde aynı nedenle kaç güzel, kaç yiğit insan daha faili meçhul ya da katili bilinen cinayetlerin kurbanı oldu, tam bilemiyoruz. Ancak haklı ile haksızın, doğru ile yanlışın savaşı hiç bitmeyecek. Haklıların, doğrudan yana savaşan yiğitlerin öldürülmesi, hakkı, doğruyu ortadan kaldırmayacak. Bedeli çok ağır da olsa sonunda hep hak ve doğru, insanlık geçerli olacak. Seni sevgi, özlem ve onurla kucaklıyoruz. Annen Necla Özgür”   
BİR TANIKLIK
Annem babamla birlikte Beyazıt tarafından Kapalıçarşı'ya gidecektik. O gün meydan çok kalabalıktı. Çünkü birkaç gün önce, Milli Türk Talebe Birliği'nde yaptığı bomba elinde patlayan Mustafa Bilgi adlı sağcı öğrencinin cenazesi vardı. Bu nedenle Beyazıt Meydanı (O günkü adı Hürriyet Meydanı'ydı) çarşaflı, türbanlı kadınlar ve sakallı cüppeli erkeklerle doluydu. Biz o zaman Marmara Sineması olan binanın girişinde durup uzaktaki kalabalığa bakıyorduk. Tam o sırada önümüzde, otobüs durağında, siyah renkli bir otomobil durdu. İçinden iki üç kişi fırladı, 1.5 metre kadar önümüzde yürüyen iki kişinin üzerine çullandılar. Bunlardan biri zorla otomobile bindirildi. Ama bu kişi otomobilin diğer kapısından çıktı. Arkasından biri ceketinin yakasını tuttu. Ceket ve gömlek yırtılarak gencin üzerinden sıyrıldı. Gencin üzerinde sadece kırmızı bir atlet kaldı.Çarşıkapı yönüne doğru koşmaya başlayan genç, yolu ayıran demir bariyerin üzerinden tam atlayacakken, yine 2 metre kadar önümüzde duran, gri takım elbiseli biri, elinde rulo olarak tuttuğu gazeteyi kenara bıraktı, içinden çıkan silahı kaçan kişiye doğru yöneltti, nişan aldı. Mantar tabancası patlar gibi bir ses çıktı. Kaçan genç yere yığıldı, birileri koşup onu aldılar ve bir jipe bindirip götürdüler.Akşam üzeri saat 17.00'de radyo haberlerini dinliyorduk. Spiker "Bugün Beyazıt Meydanı'nda çıkan silahlı çatışmada Taylan Özgür adlı ODTÜ öğrencisi vurularak öldü. Kurşunun karaciğerine saplandığı bildirilen Taylan Özgür'ün üzerinden iki tabanca çıktı" deyince donup kaldık.Çünkü öldürülen Taylan Özgür'ün üzerinde silah yoktu, çatışma çıkmamıştı, sadece tek el ateş edilmişti.Bu olay ilk kez bir öğrenci liderinin, sokak ortasında, üstelik resmen öldürülmesi Türkiye'nin yakın geleceğini etkileyecek baskı, tehdit döneminin habercisiydi. (CAN ATAKLI)

"TETİĞİ ÇEKEN KOMİSER MEHMET"
1969'da dönemin Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Rektörü'nü ziyaret eden ABD Büyükelçisi Kommer'in aracını Sinan Cemgil, Hüseyin İnan, Yusuf Arslan'ın da aralarında bulunduğu öğrencilerle birlikte yakan ODTÜ'lü Taylan Özgür, aynı yılın 23 Eylül günü, İstanbul Üniversitesi Öğrenci Birliği'nin Beyazıt'taki kongresi sonrası güpegündüz kurşunlanarak öldürüldü. Taylan Özgür'ün katili olarak polis memuru Lisan Çakıcı yargılandı ve beraat etti.
Emekli yarbay "üsteğmen" dedi
Emekli Yarbay Talat Turhan, o bölgede oturan bir ahbabının verdiği bilgiye göre, tetiği çeken kişinin bir üsteğmen olduğu yönündeki bilgiyi, Uğur Mumcu'nun da bulunduğu bir ortamda dönemin İçişleri Bakanı Hasan Fehmi Güneş'e aktardığını söylemişti.
Turhan'ın "ahbabım" diye açıkladığı ve şu an hayatta bulunmayan kişi, 27 Mayıs 1960 darbesinde tasfiye edilen subaylardan olan Fahrettin Akın'dı. Cinayete tanık olan ise Akın'ın eşi ve oğluydu.
Özgür'ün ölüm yıldönümü nedeniyle tekrar gündeme gelen olayın ardından, 'tetiği çektiği öne sürülen' üsteğmenin ismini öğrenmek için aradığımız emekli Yarbay Talat Turhan, katil zanlısını Fahrettin Akın'ın oğlu Kadir Akın'ın bildiğini söyledi.
Taylan Özgür'ün öldürülüşünü annesiyle birlikte pencereden izleyen Kadir Akın o gün 11 yaşındaydı. Cinayete tanıklık eden ve o an yaşadıklarını geçmişte gazetecilerle de paylaşan Akın şöyle konuştu:

'O yüzü hiç unutamadım’
"Taylan Özgür'ün öldürülüşünü ben ve annem gördük. O yüzü hiç unutmadım. Çünkü olay birkaç saniyelik değildi. Taylan Özgür'ün üzerinde kırmızı bir tişört vardı. Yenikapı'ya inen Mithatpaşa Caddesi'ne girdiğini gördüm, 100 - 150 metre koştu. Arkasından eli silahlı koşan adamı da gördüm. Taylan Özgür dolmuş durağına kadar koştu. O, oradaki dolmuşa vurdu ve yere düştü, arkasından o silahla kovalayan kişi geldi. Taylan yerdeyken ve hareketsiz yatarken tek el ateş etti. Yani açıkçası bu benim zihnimden çıkmıyor. Herhalde benim muhalif bir kimlik edinmemde, belki de sosyalist olmamda bu sahnenin derin izleri oldu."
Akın, biraz sonra olay yerine "toplum polisi"nin geldiğini ve Özgür'ü vuran kişinin bu polislerle bir süre görüştükten sonra yürüyerek gözden kaybolduğunu söyledi.

'Babam tanıyordu'
Özgür'ün katilinin üsteğmen olduğu söylentisinin hırsızlık olayıyla başlayan karışıklıktan kaynaklanabileceğini söyleyen Akın şöyle devam etti: "1973 - 1974 yılları arasında Özgür'ün katiliyle yeniden karşılaştım. Bir gün alt katımızda oturan bir teyzenin evine hırsız girmişti. Hırsızlıktan sonra eve bir grup polis geldi. Ekibin başındaki kişiyi görür görmez tanıdım. O kişi Taylan Özgür'ün katiliydi. Hemen anneme gösterdim. Annem de bunu teyit etti. Babamla da konuştuk. Babam o adamı tanıyordu. Çünkü bu komiserin gittiği kahveye gidiyordu. Babamın kahveden oyun arkadaşıydı yani. Babama o polisin adını sorduğumda bana 'Komiser Mehmet. Bir süredir yurtdışında görevliydi, şimdi geldi' dedi."
Akın, 1982 yılında Komiser Mehmet'le bir kez daha karşılaştığını anlattı. Laleli'de arkadaşlarıyla bir kahvede buluşmaya gittiğinde, beyaz renkli Renault marka otomobilden komiser Mehmet'in indiğini kaydeden Akın, "Kilo almıştı, saçları kırlaşmıştı ve hâlâ görevdeydi" dedi.
Komiser Mehmet'le 1969 - 1982 yılları arasında geçen sürede ondaki değişimleri de görerek  karşılaştığını belirten Akın, "Öyle zannediyorum ki bugün yaşıyorsa 70 yaşlarındadır. Taylan Özgür'ü öldürdüğü yere, o kahveye rahatlıkla gelip gidebilmesi bile son derece şaşırtıcı. Emniyet arşivini açsa ve o yıllarda  o bölgelerde görevli komiserlerin fotoğrafların gösterse katili kesinlikle teşhis ederim" diye konuştu. 

Taylan Özgür’ün cenazesine büyük bir kitle katılmıştı.
 Talat Turhan: Kadir'in verdiği isim geçerli
Kadir Akın'la görüştükten sonra yeniden konuştuğumuz Talat Turhan ise şunları söyledi: "Kadir'in babası bana üsteğmen meselesini 1977 yılında hapishaneden çıktıktan sonra, sarhoşken anlattı. Bu bir duyumdur bunun hiçbir değeri yoktur. Kadir çok yıllar sonra bana geldi ve 'Babam yanlış anlatmış. Olayın tanığıyım. Olay benim gözümün önünde cereyan etti. Bu konuda röportaj versem sizce bir sakıncası var mı?' diye sordu. Ben de olayın aydınlatılması adına iyi olacağını söyledim. Bu konuşmadan sonra madem Kadir o kişinin adını da vermiş, onun söylediği şeyler geçerlidir."
Ablası: Generalliğe yükselmiş bir kişi olduğunu düşünüyoruz
Özgür'ün ablası Hale Kıyıcı ise gelişmelerle ilgili olarak şöyle konuştu: "Yıllardır katilin bir üsteğmen olduğu söylenirken, birden ortaya bir başkomiser lafı atıldı. Ben olayın karartılmaya çalışıldığını düşünüyorum. 1969 yıllarında üsteğmen olan kişi, 1990'da da üst düzey general, askeri kıdeme göre korgeneral olamaz, ancak tümgeneral olabilir. Bu çok tanınan bir isim. Adının telaffuz edilmesi bir şekilde engelleniyor. Türkiye'nin çok iyi tanıdığı bir isim olarak düşünüyoruz. Bizim kafamızda üst düzey beş isim var. Bunlardan iki tanesi şu anda görevde, üç tanesi emekli oldu."

Business News